Arjantin.jpg

Dili
:İspanyolca
Para Birimi
:
Peso (ARS)
Dini:%70 Roman Katolik,
%10 Protestan,
%12 Agnostik, %8 Diğer,
Önemli Şehirleri:Buenos Aires, Mendoza, Bariloche



Ülke Hakkında Genel Bilgiler 



Konum: Güney Amerika kıtasının güney kesiminde,And Dağları ve Atlas Okyanusu arasında uzanır. Güney Amerika kıtasında 2., dünya genelinde 8. en büyük topraktır.
Yüzölçümü: 2.766.890km2
Nüfus: Yaklaşık 40 milyon
Yönetim: Federal Cumhuriyet
Bağımsızlık: İspanya’dan 9 Temmuz 1816,Portekiz tarafından 1821
Sınır ülkeler: Kuzeyde Paraguay ve Bolivya, Kuzeydoğuda Brezilya ve Uruguay,batı ve güneyinde de Şili ile komşudur.
İklim: Arjantin, tamamen güney yarım kürenin ılıman iklim kuşağında yer alır. Yazları hava sıcak ve rutubetli, kışları ise serindir.
En yüksek noktası: Aconcagua(6959 m.)
Yaşam beklentisi: Erkeklerde 72, kadınlarda 80
Irk: Uruguay’dan sonra en az yerli halka sahip Güney Amerika ülkesidir. %97 beyaz, %1 melez ve geriye kalan yerli halk(Quechua, Guarani,Mataca ve diğer azınlık halklar)
Etimoloji: Adı Latince ‘Argentum’ (gümüş) kelimesinden gelir.



Tarih :
Bölgedeki ilk insan yerleşimleri Milattan Önce 11.000 yıllarına dayanmaktadır. Su seviyesinin düşmesi ve kıtalar arası geçişin mümkün olduğu dönemde Kuzey Amerika’dan gelen halkın oluşturduğu bir yerli topluluk yaşamaktaydı. Deniz seviyesinin yükselmesi ile birlikte kıtalar arası geçiş mümkün olmadı. Bölgede yaşayan halklar avcılık toplayıcılıkla geçinmeye başladı. Ancak nüfusun büyük kısmı açlık noktasına geldiği zaman ilkel yöntemlerle tarım yapılmaya başlanmıştı. M.Ö. 6000 fasulye, kabak ve patates tarım toplumlarının belli başlı ürettikleri ürünlerdi.
İspanyollar bölgeye gelmeden önce, farklı kültürlerde insan toplulukları yaşamaktaydı. Kimisi avcı toplayıcı olarak hayatına devam ederken, İnka toplumu(günümüzde Peru toprakları olan yerde) yarı-şehirleşmiş bir hayat sürüyordu. Bugün Arjantin’in kuzeybatı bölgesinde, 1480 yılında Pachacutec yönetiminde İnka Krallığı bulunuyordu. Kuzeydoğu bölgesinde Guarani topluluğunun kültürü tatlı patates ve yuca denen tropik bir bitki üretmeye dayanıyordu. Bölgenin merkezi ve güney kesimleri(Pampa ve Patagonia) göçebe kültürüne hakimdi. Buradaki topluluklar 17.yy’da Mapucheler tarafından birleştirilmiştir.
Avrupalı kaşifler 1516 yılında Arjantin bölgesine geldi. İspanya kalıcı kolonisini 1580 yılında Buenos Aires’te kurdu. Bu dönem içerisinde İspanyol göçmenler ve ataları, genel olarak crillo olarak bilinirler, Buenos Aires bölgesinde toplandı. Diğer yaşayanlar da pampa bölgesinde yaşıyorlardı.1806 ve 1807’de İngiliz Krallığı Benos Aires’e iki saldırıda bulundu ancak criollo nüfusu her iki saldırıyı da geri püskürttü. 25 Mayıs 1810’da Buenos Aires halkı Kral Ferdinand VII.’nin düşürülmesinin ardından İlk Cunta Hükümeti kuruldu. Bu zaman zarfında, 1811 yılında Paraguay bağımsızlığını ilan etti.
Arjantin’de San Martin’e karşı büyük bir saygı duyuluyordu, çünkü Arjantin, Şili ve Peru’nun bağımsızlık süreçlerinde ulusal kahramanı oldu bu ülkelerin. 9 Temmuz 1816’da Tucuman’da toplanan bir Kongre sonucunda Arjantin’in İspanya’dan bağımsızlığı ilan edildi.
1818’de General Jose de San Martin, Andları geçerek Şili ve Peru’da bağımsızlıklarını ilan etmeleri için destek olmuştur, çünkü böylece bölgedeki İspanyol hakimiyetini zayıflatmak mümkündü. Merkezciler ve federalistler 1853’te ulusal birlik resmen edilene kadar bazı çatışmalar yaşadılarsa da, birleşmeden sonra bu çatışmalar sona ermiş oldu. 1865-1870 yılları arasında kanlı 3 müttefik savaşları oldu. Bu savaşta Arjantin, Brezilya ve Uruguay Paraguay’a karşı savaştılar. Bu savaşın sonunda Arjantin Misiones ve Formasa eyaletlerini aldı, bunun önemi Buenos Aires’in Patagonia sınırında güney ve batı sınırını almış olmasıdır.
1870’lerde Avrupa’dan gelen yatırımlar ve göçmenlerle birlikte modern tarım teknikler uygulanmaya başlandı. Patagonia ve Pampa bölgesinde yaşamakta olan yaklaşık 1300 yerliyi öldürerek geriye kalan kabileleri de zorla kontrolü altına aldı.
1880’den 1916’ya kadar olan sürede, Arjantin dünyanın en zengin 10 ülkesinden biri konumuna geldi. Bunun en önemli kaynağı tarım ürünlerini ihraç eden bir ekonomiye sahip olmasıydı. 1916’ya kadar Muhafazakar güçler ülkeyi demokratik olmayan yöntemlerle yönetti.1916’da Radikaller kontrolü ele geçirip ilk kez seçimle hükümet kurdu.1930 ‘da Hipolito Yrigoyen ordu tarafından desteklenerek başa geldikten sonra 10 yıl daha muhafazakar sistemle yönetilmeye başlandı. 2. Dünya Savaşı süresince tarafsız kalan Arjantin’de bu süreçten sonra bazı politik değişiklikler oldu. 1946’da Juan Peron başkanlığında çalışan sınıfın güçlenmesi ve sendikalaşmış işçilerin sayısının artması yönünde çalıştı.1955’te de görevden alındı.
1950-1970 yılları arasında ülkede etkisini az belli eden askeri ve zayıf bir sivil yönetim vardı. Bu yıllarda ülke ekonomisi güçlendi ve yoksulluk oranı düştü. Aynı zamanda askeri yönetime karşı gelen bir topluluk Peron’un tekrar başa geçmesini istiyordu. 1973’te Peron tekrar başkanlığa geldi, ancak 1 yıl içerisinde öldü. Peron’un 3. Eşi İsabel, Başkan yardımcısı, Peron’un yerine ülkeyi yönetmek istedi ancak 24 Mart 1976’da askeri darbe ile ofisinden çıkarıldı.
1983’e kadar Ulusal Tekrar Örgütlenme Döneminde ülke cunta yönetiminde silahlı kuvvetler ile yönetildi. Askeri hükümet muhalifler hareketleri bastırdı ve solcu gruplara yasal olmayan yollarla baskı yaptı. Binlerce muhalif ortadan kaldırıldı.(Kirli Savaş dönemi). Bu savaş döneminde yer alan askeri liderlerin çoğu Amerika Okulu denen ABD’nin finanse ettiği bir okuldan mezun olan kişilerdi. Bu kişiler arasında Arjantin Diktatörlerinden Leopoldo Galtieri ve Roberto Viola’da bulunmaktadır. 1976-1983 yıllarında askeri yönetim sürecinde ülkenin büyük oranda dış borçları arttı. Ülkenin ekonomisi bu andan itibaren IMF’den ve dışardan alınacak borçlara bağlı olarak yönetiliyordu. Bu ekonomik problemler, ülke içinde bozulmalar, halkın insan hakları ihlaline karşı tepkisi ve 1982’de Falkland Savaşında İngilizler tarafından yenilmesi Arjantin’de askeri yönetimin sonu oldu.
1983 yılında Raul Alfonsin hükümeti ile birlikte tekrar demokrasiye geçildi. Bu hükümetin başa geçmesi ile birlikte Kirli Savaş döneminde ortadan kaldırılan insanlar hakkında araştırmalar yapıldı, silahlı kuvvetlerin sivil kontrol altına alındı ve demokratik kurumlar sağlamlaştırıldı. 3 askeri cuntada yer alan üyeler yakalanıp ömür boyu hapse çarptırıldı. Ancak bölgedeki ekonomik sorunu çözmede başarısız olması ve halkın güvenliğinin sağlanması konusunda yetersizlikleri sebebiyle süresinin dolmasından 6 ay önce görevinden ayrıldı.
1990larda hiper enflasyon sorunuyla karşı karşıya kaldı. Başkan Carlos Menem,1991’de peso-dolar sabit kuru ile bu sorunu durdurdu ve korumacı bariyerleri ve iş düzenlemelerini kaldırdı ev özelleştirme programını uygulamaya başladı. Bu reformlar yatırımlarda artışa sebep oldu. Ancak, pesonun değeri dolara bağlı olduğu için piyasada dolar fazlası olmaya başladı. Bunun bir sonucu olarak da dış borçlarda büyük bir artış oldu ve bunun sonucunda devlete ait şirketler ve servisler özelleştirildi. Bu dışa açılma yerel endüstriyi de olumsuz etkiledi. yani nüfusunun bir kısmı dolarını saklayıp, denizaşırı seyahatler yapıp lüks ürünler tüketirken, geriye kalan kesimi yoksulluk ve işsizlik sorunları ile karşı karşıya kalmıştı. IMF ve dünya ekonomistleri Arjantin pazarındaki liberalleşmeyi methedip bir model öğrenci olarak gösteriyorlardı. Ancak 1990’ların sonuna doğru ekonomideki yüksek oranda mali açık ekonomik krize sebep oldu. 1999’da yönetimindeki dönemi biten Menem, yarattığı bu birikmiş ekonomik sorunlar ve gözle görülür bozulmadan dolayı eski popülerliğini yitirdi.
2 Haziran 2002’de Meclis tarafından Arjantin Başkanı olarak Eduardo Duhalde seçildi. Yaklaşık 11 yıldır kullanılan peso-dolar uygulaması bırakıldı. Bu uygulama pesonun değerini kaybetmesine ve enflasyonun ani yükselişine sebep oldu. Daha esnek ve rekabete dayalı döviz kurları ile ülke tekrar endüstrileşme, ihracatı arttırma ve mali ve ticari kara geçme konusunda yeni ilkeleri benimsedi. 2002 yılını sonlarına doğru ülke ekonomisi istikrar kazanmaya başladı. 2003’te Nestor Kirchner başkan olarak seçildi. Kirchner’in başkanlığı döneminde, dış borçların bir kısmını IMF aracılığıyla ödendi, kamu hizmetleri sözleşmeleri tekrar düzenlendi ve daha önce özelleştirilen bazı yatırımlar tekrar kamulaştırıldı. Günümüzde Arjantin ekonomik büyüme sürecine girdi. 2007’de Arjantin’in ilk Kadın başkanı Christina Fernandez de Kirchner seçildi.